Erciyes’in beyaz zirvesinden aşağı kayan genç adam, karla kaplı eteklerdeki küçük dağ kafesinde kendine bir sıcak çay söyledi. İçeri girdiğinde gözleri hemen pencere kenarında oturan kadına takıldı. Saçları atkısının arasından dökülmüş, ellerini yanan fincana sarmıştı. Adamın bakışını fark ettiğinde hafifçe başını kaldırıp tebessüm etti: “Ben Kayseri Kırgız Escort Aijan. Sıcak bir çay mı, sıcak bir sohbet mi? Belki ikisi birden.”
Aijan’ın varlığı, içerinin ahşap duvarları kadar doğal ve sıcak hissediliyordu. Adam, onunla aynı masaya oturduğunda ortam hemen yumuşadı. Aijan, Kayseri’de yeni değildi; kışı seviyordu, karın üzerindeki sessizlik ona tanıdık geliyordu. Kırgızistan’daki çocukluk anılarından, göçebe geleneklerden bahsettiğinde sesi sanki bir masal anlatıcısına dönüşüyordu.
Sohbet uzadıkça aralarındaki mesafe eridi. Aijan’ın yaklaşımı aceleci değil, ölçülüydü. Onunla kurulan temas sadece fiziksel değildi; zihinsel uyum da ön plandaydı. O, yalnızca bir Kayseri Kırgız Escort değil; hissettirmeyi bilen, gözleriyle güven veren bir kadındı. Sessizliğin bile huzur verdiği bir yakınlıktı bu.
Otelden odaya geçtiklerinde her şey karşılıklı rıza ve saygıyla gelişti. Aijan’ın dokunuşları, Orta Asya’nın kadim masaj tekniklerinden izler taşıyordu: ritmik, dengeli ve yumuşak. Adam kendini güvende, anlaşıldığını hissederek teslim etti gecenin akışına.
Aijan’la geçirdiğin bir gece, Erciyes’in serinliğinde doğan bir sıcaklık gibidir. Dokunduğu yerde iz değil, huzur bırakır.